-
1 rün yazısı
→ run yazısı Runenschrift f -
2 alın yazısı
Schicksal nt -
3 çivi yazısı
hist Keilschrift f -
4 daktilo yazısı
Schreibmaschinenschrift f -
5 el yazısı
Handschrift f -
6 güven yazısı
-
7 ihtar yazısı
Mahnschreiben nt -
8 köşe yazısı
-
9 ölüm yazısı
Nachruf m -
10 run yazısı
Runenschrift f -
11 tanıtma yazısı
-
12 alın
alın teriyle im Schweiße des Angesichts;alın yazısı Los n, Schicksal n;alnı açık (yüzü ak) untadelig;-in alnından ter boşanmak sich halb totarbeiten;alnını karışlarım! ich werde es dir schon zeigen! -
13 el
el1 Hand f; Vorderfuß m; eine Partie f Schach usw, ein Spiel n; beim Schachspiel z.B. Zug m; Reihe f; fig Vermittlung f; Gewalt f;el altında olmak etwas griffbereit haben;el altından heimlich;-e el atmak die Hand ausstrecken, greifen nach; jemanden streng halten; sich interessiert zeigen (an D);el ayak alle (Menschen);el ayası Handteller m;el bağlamak die Hände ehrerbietig übereinanderlegen;el bende (oyunu) Art Haschespiel n;şimdi el bende! jetzt komme ich (an die Reihe);el çabukluğu Handfertigkeit f; fig Gerissenheit f;el çantası Handtasche f;el çırpmak in die Hände klatschen;el değmeden hazırlanmış maschinell (und hygienisch) hergestellt;el değmemiş ungebraucht;el ele vermek sich die Hände reichen;el emeği manuelle Arbeit; handgearbeitet; Lohn m;el erimi in Reichweite;el freni Handbremse f;el işi Handarbeit f;el katmak sich einmischen; eingreifen;-e el koymak sich einer Sache (G) annehmen; fig in die Hand nehmen (A); beschlagnahmen; sich (D) etwas aneignen;el sanatları Kunstgewerbe n;el sıkmak jemandem die Hand drücken;el sokmak sich einmischen;el topu Handball m;-e el vermek jemandem behilflich sein;el vurmak in die Hände klatschen (um jemanden zu rufen);el vurmamak keinen Finger rühren;el yazılı handgeschrieben;el yazısı allg Handschrift f (a Gegenstand), Manuskript n;el yazması Handschrift f; handgeschrieben;el yordamıyla durch Tasten;elde beim Rechnen: elde var beş … fünf im Sinn;elde bir feststehend;elde bulunmak vorliegen;elde edilmez uneinnehmbar;elde etmek beschaffen; Bodenschätze usw gewinnen; ziehen; jemanden abwerben; erobern; einnehmen;elde mi? (ganz) unmöglich!;eldeki vorliegend, vorhanden;elden persönlich, selbst, von mir aus;elden ağıza yaşamak von der Hand in den Mund leben;-i elden bırakmak verzichten (auf A);elden çıkarmak veräußern, abstoßen (A);elden düşme aus zweiter Hand;elden geçirmek durchsehen, überprüfen;elden geldiği ölçüde in möglichst großem Umfang;(-in) elden gelmek (jemandem) möglich sein; fam Geld rausrücken, blechen;elimden dikiş gelmiyor ich kann nicht nähen;elden gitmek verloren gehen, einer Sache (G) beraubt werden;ele alınır recht nützlich;ele alınmaz miserabel;ele geçmek in die Hände fallen;ele vermek jemanden ausliefern, verraten; fig verraten (z.B. Alter);eli açık freigebig;eli bayraklı Streithammel m; Aufrührer m;eli boş mit leeren Händen; mittellos; beschäftigungslos;eli çabuk behände, flink; geschickt;onun eli kolu bağlı ihm sind die Hände gebunden; er steht tatenlos da;-de eli olmak seine Hand (bei D) im Spiele haben;eli yordamlı bewandert, erfahren;elinde bulunmak (oder olmak) haben; besitzen; beherrschen;elinde ekşimek liegen bleiben, fam schmoren;elinde kaldı (er/sie) ist die Ware nicht losgeworden;elinden gelen sein Möglichstes (zu tun);elinden gelirse … wenn es in seiner Macht steht, …;elinden tutmak für jemanden sorgen;-in eline bakmak auf jemanden (materiell) angewiesen sein;-in eline geçmek Geld verdienen, bekommen;-in eline kaldım (er/sie) war ( oder ist) meine einzige Stütze;elini sürmemek nicht berühren; sich nicht herablassen;-e elini uzatmak jemanden unterstützen;-den elini yıkamak die Finger von (D) lassen;elinin altındadır etwas steht zu seiner Verfügung;elin(iz)e sağlık gut gelungen!, danke schön! (für Essen und handwerkliche Tätigkeiten);eller yukarı! Hände hoch!el2 Volk n; Land n; Heimat f; Fremde(r); Außenseiter m;el gün alle, (das) Publikum, die anderen;el oğlu (der) Fremde -
14 tanıtma
tanıtma Bekanntmachen n; Information f, Informieren n;tanıtmama filmi Vorschau f;tanıtmama yazısı Vorspann m (eines Films) -
15 fıkra
fıkra s -
16 jenerik
jenerik s -
17 jurnal
birini \jurnal jdn denunzieren -
18 okunaklı
См. также в других словарях:
alın yazısı — is., din b. Yazgı Belki de gerçekten kaderdi, alın yazısıydı olanlar. C. Uçuk Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller alın yazısı değişmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
alnının kara yazısı — kötü kaderi, kötü talihi Alnımın ne kara yazısı varmış. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
çivi yazısı — is. Eski Farsların, Medlerin ve Asurluların kullandığı yazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
duvar yazısı — is. Duvarlara yazılan, genellikle politik içerikli slogan … Çağatay Osmanlı Sözlük
el yazısı — is. Elle yazılan yazı İlk önce ikisinin el yazısını elde edeceğiz, sonra bu mektupla karşılaştıracağız. A. Gündüz … Çağatay Osmanlı Sözlük
fikir yazısı — is. Düşünce yönü ağır basan yazı veya makale … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezi yazısı — is. Gezilip görülen yerleri, özelliklerini, oralardaki insanların yaşantılarını, geleneklerini anlatan düz yazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
güven yazısı — is., ekon. Belirli bir nicelikteki para için, bir bankanın yükümlülüğü altında, üçüncü bir kişi yararına bir başka bankada veya aracısında açtırılan hesap, akreditif … Çağatay Osmanlı Sözlük
ithaf yazısı — is. Bir kitabın veya eserin bir kimseye sunulduğunu belirten yazı, ithafname … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe yazısı — is. Fıkra … Çağatay Osmanlı Sözlük
siyakat yazısı — is. Siyakat tarzı ile kaleme alınmış yazı … Çağatay Osmanlı Sözlük